Herkeslere Merhaba,
Covid, Korona ve Pandemi kelimelerini hiç duymamışken artık günlük hayatımızda kullanır olduk. Yeni normale kimimiz uyum sağladık ama kimimiz hala işin şakasında. Malesef şaka değil koca bir gerçek. Mart aylarındaki günlerimize dönmek üzereyiz gibi geliyor. Mart-Nisan dönemlerinde şu yaz gelse geçecek denirken yaz geldi geçti hala düzelen birşey yok malesef. Belirsizlik insanoğlunun bunalımı. Biliyorum bu günler de geçecek elbette. Kısaca gündem konusunda içimi döktükten sonra konuma döneyim. Çok önceki yıllarda blogumda paylaştığım yararlı yazım bu dönemde de iş görecek gibi bu nedenle tekrara düşmemek için sizlerle link ekleyip yeniden paylaşmak istedim. Gerçek çok araştırıp gezip güzel bir yazı olmuştu. Denizli'deki Pamukkale travertenleri konulu yazım. İnanın tıpkı masal diyarlarındaki gibi bir yer. Doğanın bize verdiği en orjinal mucize. Salda gölü nasıl ilgi gördüyse burası da onun kadar ilgi çekici. O kadar doğal bir güzellik ki. Hele Hierapolis antik kenti gerçekten görülmeye değer. İçerideki Antik Havuz başlı başına bir hikaye. Biz gittiğimiz zamanlarda fiyatlar uygun olsa da bu sene oldukça pahalı. Ama görülesi yerlerden olduğu için gülü seven dikenine katlanır. İşte size SU PERİLERİ İLE PAMUKLAR İÇİNDE! - PAMUKKALE TRAVERTENLERİ VE HİERAPOLİS ANTİK KENTİ yazımdan bazı alıntılar;
Travertenlere girmek isteyenler merdivenlere geldiğinde terlik, ayakkabılarını çıkarıp ayrılmış yerlerden travertenlere girebiliyor. (Bu arada yanınızda ayakkabı yada terlikleriniz yanınıza alabileceğiniz bir torba bulundurmayı unutmayın.) İlk bakışta yerler kaygan gibi görünse de beyaz alanlar kaygan değil ama kahverengi hafif yosunlanmış alanlar elbette hafif kaygan. Ama inanın o karbonat tortusuna bastığınızda bütün elektriğiniz gidiyor. Pozitif bir enerjiyle doluyorsunuz. İnsana inanılmaz bir huzur veriyor. Burada fotoğraflar çekip, biraz dolaştıktan sonra geldiğimiz yola çıktık.